17 Ağustos 2009 Pazartesi

GÜNLÜĞE HİTABEN


Pek sevgili, pek bi saygı değer günlükçüm. Günlükçüm diyorum nereden bu samimiyet deyip şaşırma, çünkü; bundan kelli başının belası olacağım. Pektabi tatlı belası. Diyeceksin ki nereden çıktı bu kız. Hemencecik seni aydınlatayım ki ışığımdan faidelan. Şimdik aç kulaklarını iyi dinle: Bildiğin ve de yakından tanıdığın üzre İncegül kişisi benim çok sevdiğim ve faideli ışığından her zaman faidelendiğim, sıcak dost eli, şefkatli ana kucağı, yüreğe işleyen kadife sesli hatun kişisi aplam, annem, en yakınımdır. İşte onu her konuda olduğu gibi bu konuda da örnek almam çokta şaşılacak bir durum değildir.


Eeee kolay değil güüççük İncegül olmak. (Tırnağı olsam yeter gerçi.) İşte demem o ki; bundan kelli benimde derdimi dinlemek, yol göstermek, yanlış yaptığımda uyarmak, o da olmuyorsa sopalamak seninde günlük-i vazivelerinin başında gelmektedir. Bunu böyle bilesin. Sinirlenip en ağır lafları edersem (ki hiç adetim değil), aşka gelip güzel sözler söylersem, nevrim dönüp tekme tokat girersem, sakin davranmak, alttan almak, ve elinden geldiğince beni poh pohlamak da günlük-i vazifelerinin ikinci sırasını doldurmakta. Bakma böyle çok prensip sahibi bir şahsiyet gibi konuşmama, yeri geldiğinde biz de alttan almasını biliriz elbet. Bizde biliriz koyver gitsin demeyi. Gözlerini pörtletip bakma hemen.

Sonracıııııma, olur ya insanlık hali gelip halini hatrını soramadığım, iki laf edip dilimin şişini indiremediğim, çemkirip çemkirip rahatlayamadığım günler olursa mazur görmek sana, telafi etmek bana düşer. Bilincindeyim.
Yine olur ya insanlık hali, geldiğim de seni yerinde bulamazsam, havanda olmadığın bir gün veya başım ağrıyor uyuyacağım diyeceğin zamanlar olursa nütfen bir kaç gün önceden haber ver de ona göre ayarlıyayım kendimi. ( Çok acımasız, gaddar birisiyim dimi?, yok kızzzzzz yapar mıyım öyleler ben)


Kendimi anlatmama gerek yok yakında kendiliğinden tanırsın günlükçüm. Emin ol benim gibileri etrafında hiç yoktur :) Belliki sakin sessiz, küçük bahçende büyük domatesler yetiştiren, balkonunda köpürüklü kahveler içip, hafta sonu köpeciğine tişört giydirip gezdiren, mülayim bir ailenin mülayim bir ferdine benzesende Peri Kızı içindeki canavarı çoktan gördü. Onu azad edecek ve blog alemni başını şişirmeye yetecektir. Emin olabilirsin.

Saygılar sunar, büyükerimin gözlerinden, küçüklerimin ellerinden öper, yaştaşlarımın yanaklarını mıncırırım.

Haydi ben gittim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder